Sanayi ve Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı ile Üniversitesi (MEÜ) Akdeniz Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Mersin Gençlik Buluşması”na katıldı.
Bakan Kacır, burada uzay çalışmalarından söz ederek önümüzdeki 4 ay içinde Türksat 6A’yı da geliştirme sürecini tamamlayıp, uzaya göndermeye hazırlandıklarını belirtti.
Türkiye’nin bunu başardığında, dünyada haberleşme uydularını kendi imkanlarıyla üretebilen 10 ülkeden biri olacağını da aktaran Kacır, gençlerin, “Milli Teknoloji Hamlesi”ni bugünden geleceğe taşıyacaklarını anlattı.
Kacır, Türkiye’nin aslında neleri başarabileceğini ispat ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
Türkiye savunma sanayiinde son 22 yılda gerçekleştirdiğimiz başarı hikayeleriyle, kritik teknolojileri kendi imkanlarıyla geliştirebilen, üretebilen ve hatta rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülke oldu. Biz 20. yüzyılda bir havacılık ülkesi değildik maalesef, 20. yüzyılda iki cihan harbi yaşandı, binlerce hava aracı üretildi, binlerce, on binlerce uçak üretildi ama Türkiye bunların neredeyse hiçbirinin üreticisi değildi. Olabilir miydik? Pekala olabilirdik. Aslında Türkiye’de çok erken aşamada bu konuda bazı girişimler olmuştu fakat maalesef her biri akamete uğratılmıştı.
“TEKNOFEST’lere katılımda Mersin ilk 5’te”
TEKNOFEST’lere katılımda Mersin’in her daim ilk 5’te olduğunu ifade eden Kacır, bu yönüyle kentle iftihar ettiklerini bildirdi.
Kacır, Cumhuriyet’in 100. yılında 3 büyükşehirde düzenlediklerini hatırlatarak, tarihte Türkiye’de havacılık alanında yapılmaya çalışılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Savunma sanayiindeki muazzam başarılar
Kacır, 2000’li yıllarda Türkiye’nin tüm kritik teknoloji alanlarında kendi sistemlerini, teknolojisini geliştirme iddiası kazandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Nihayetinde Türk gençliği, sizin gibi gencecik insanların kurduğu teknoloji ekipleri, teknoloji takımları, girişimler, mühendislik kadroları, Türkiye’ye havacılıkta ve savunma sanayiinde muazzam başarılar getirdi. Bayraktar’la, ANKA’yla, AKINCI’yla, AKSUNGUR’la, HÜRKUŞ’la, HÜRJET’le, ATAK’la, KIZILELMA’yla, KAAN’la Türk milleti gökyüzüne imza attı. Bu, önü açıldığında, önündeki engeller kaldırıldığında bu milletin çocuklarının, Türk milletinin evlatlarının neleri başarabildiğinin açık ispatı. Biz bu anlayışla, kendi vazifemizi en özet haliyle Türk gençliğinin önündeki engelleri kaldırmak olarak tarif ediyoruz. Biz biliyor ve inanıyoruz ki gençlerimizin yanında olursak, onların önünü, yolunu açarsak, onlar dünyanın en yüksek teknolojik ürünlerini geliştirebilecek ve üretebilecek kabiliyete, yetkinliğe sahipler.
Bakan Kacır, savunma sanayiinde elde edilen başarıyı uzay alanında da gerçekleştirmeyi arzu ettiklerini dile getirdi.
Uzay çalışmalarının, teknolojinin gelişimindeki önemine değinen Kacır, “Biz, halihazırda son 20 yıldır adım adım kabiliyet kazandığımız, tecrübe biriktirdiğimiz bir alan olan uzay bilimi ve teknolojilerinde çıtayı Türkiye Yüzyılı’nda daha öteye taşımak istiyoruz.” dedi.
“Türkiye, dünyada haberleşme uydularını üretebilen 10 ülkeden biri olacak”
Kacır, Türkiye’nin artık kendi uydularını geliştirebilen bir ülke olduğunu belirterek, “Önümüzdeki 4 ay içinde, inşallah Türksat 6A’yı da yerli ve milli olarak geliştirme sürecini tamamlayıp, uzaya göndermeye hazırlanıyoruz. Bunu başardığımızda Türkiye, dünyada haberleşme uydularını kendi imkanlarıyla geliştirebilen, üretebilen 10 ülkeden biri olacak.” ifadesini kullandı.
“Uzaya bağımsız erişim programını sürdürüyoruz”
Türkiye’nin hibrit roket motorları geliştirdiğini vurgulayan Bakan Kacır, “Bu teknoloji ve ROKETSAN’ın geliştirdiği roketlerle halihazırda 100 kilometre kabul edilen uzay sınırına erişmeyi başardık. Bir yandan uzaya bağımsız erişim programını sürdürüyoruz. Kendi uydularımızı kendi roket teknolojimizle uzaya eriştirmeye dönük çalışmalarımıza devam ediyoruz.” diye konuştu.
“Büyüyen uzay ekonomisinden pay alabilecek işler yapmayı istiyoruz”
Kacır, büyüyen uzay ekonomisinden pay alabilecek işler yapmayı istediklerini ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
Uzaya erişimde paradigma değişti. Bundan 10 yıl kadar önce uzaya yılda 100 uydu fırlatılıyordu. Şimdi yılda 2 bin uydu uzaya gönderiliyor. Uzaya uydu taşıyan roketlerin yeniden kullanılabilir hale gelmesi uzaya erişimi neredeyse 10’da 1 maliyete getirdi. Bugün artık uzayda 10 bine yakın uydudan bahsediyoruz, 8 bini aştı uzaydaki uyduların sayısı. Dolayısıyla bu paradigma değişimi yeni ihtiyaçlar yaratıyor. Biz, bu ihtiyaçlardan payımızı alabilecek teknolojiler geliştirmeyi arzu ediyoruz.
Uzayın, stratejik açıdan da önemli olduğuna işaret eden Kacır, şöyle konuştu:
Bütün bu teknolojilerdeki gelişmeler, Türkiye’nin 100 yıl önce tam bağımsızlık payesiyle kurulmuş bir Cumhuriyet olarak tam bağımsızlık iddiasını sürdürmesine vesile olacaktır. Biliyoruz ki ‘tam bağımsızlık’ dediğimizde ekonomik, teknolojik bağımsızlıktan bahsetmek zorundayız. Dolayısıyla bütün bu projelerde hedefimiz, nihayetinde Türkiye’nin tüm kritik teknoloji alanlarında tam bağımsız olmasını sağlamak.
“İlk uzay bilim misyonunun esas kıymeti, yarattığı heyecandır”
Kacır, Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonunun Mersinli astronot Alper Gezeravcı ile gerçekleştirdiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
Bu elbette Türk bilim dünyası için küresel düzeyde rekabette en ileri çalışmaları yapma imkanı getirmesi açısından çok kıymetli bir misyondu ama bizim için Türkiye’nin insanlı ilk uzay bilim misyonunun esas kıymeti işte burada, bu salonda yarattığı heyecandır, coşkudur. Biz, bu misyonla birlikte ümit ediyor ve inanıyoruz ki artık Türk milletinin evlatları, çocukları için başka milletlere ait olduğu gerekçesiyle vazgeçecekleri hiçbir hayal kalmamıştır.
Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)
GÜNDEM
09 Ekim 2024SPOR
09 Ekim 2024GÜNDEM
09 Ekim 2024SPOR
09 Ekim 2024SPOR
09 Ekim 2024GÜNDEM
09 Ekim 2024GÜNDEM
09 Ekim 2024